Gezi Stajı
Balat Gezisi
(9.gün-10.gün)
İstanbul kozmopolit yapısıyla farlı dinlerden
,ırklardan ve kültürlerden insanları
bir araya toplayan bir metropoldür. Bizans ,Roma ve Osmanlı imparatorluklarına
başkentlik yapmıştır. Tarihi’nin yanı
sıra İstanbul hala tercih edilen ve göç alan şehirlerimizin başında gelir.Bunun
en büyük etkeni iş imkanlarının
elverişli olması ve eğitimdir.2012-2013 yılında 437 bin 922 kişi göç
etmiştir.Görüldüğü üzere nüfus sürekli artmaktadır buna bağlı olarak insanların
barınma ihtiracıda doğru orantıda artmaktadır.Müstakil binaların yerini çok
katlı yapılar almıştır. Az katlı , bahçesinde meyve ağaçları ve kulübesi olan
bir evde büyümüş bir kişinin İstanbuldaki gibi insanı çevreleyip hapis olmuş
hissine sokan yüksek binalar arasında pek huzurlu olacağını birçok kişi elbet düşünmüyordur.Bu mega kentin insana sunduğu avantajların
yanında yaşam alanın kısıtlanması gibi bir negatif durum söz konusudur.Fakat farklı bir açıdan bakarsak ; eğer barınma ihtiyacını binanın kat sayısını arttırmak yerine sürekli müstakil binalar yaparak giderseydik bu sefer de kent giderek yayılırdı ve ulaşım gibi sıkıntılara yol açabilirdi.Bunun içindir ki zaten betonla dolmuş kentleri bir de çevre planlaması olmadan binaları kar amaçlı kazık gibi dikersek vah halimize .Aslına bakılırsa tarih ,doğa ve gittikçe yükselen planlamasız binalarıyla İstanbul bir çıkmazın içindedir

Fakat farklı bir açıdan bakarsak ; eğer barınma ihtiyacını
binanın kat sayısını arttırmak yerine sürekli müstakil binalar yaparak
giderseydik bu sefer de kent giderek yayılırdı nüfus yoğunluğuna ek olarak uzaklık da ulaşım gibi sıkıntılara yol
açabilirdi.Bunun içindir ki zaten betonla dolmuş kentleri bir de çevre
planlaması olmadan binaları kar amaçlı kazık gibi dikersek vah halimize .Aslına bakılırsa tarih ,doğa ve
gittikçe yükselen planlamasız binalarıyla İstanbul bir çıkmazdadır.
Tarihi eserlerimiz de maalesef İstanbul'un planlamasız yapılanmasının mağdurları konumundadır.Buna örnek olarak;Zeytinburnuna yapılan 16/9 blokları Sultan Ahmet Camii’nin arkasından bize el sallamaktadır.Yandaki resime bakıldığında binalar arasındaki uyumsuzluğun yanında bir ilişkileri de vardır.Burada ülkemizdeki mimari değişimi de çok açıkça görebiliyoruz. Bu resim Mimari modernizim'in kültür üzerindeki etkisine çok açık bir örnek niteliğindedir.
Bu
çıkmazın içinde bazı küçük yerleşim yerleri hala dokusunu korumaktadır.Balat bu
yerlerden bir tanesidir.Binaları ,sokakları,insanları her şeyi ile kendi özünü korumuş şirin bir
semttir. Mahalle , bakkal, komşu kelimeleri tazeliğini korumaktadır.Ne devasa büyüklükte alışveriş merkezi ne de gökdelenleri vardır.İnsanlar ihtiyaçlarını mahalle bakkallarından karşılarlar Balatta.15.yy
da İspanyada başlayan Engizisyondan kaçan Yahudiler gelip Balata
yerleşmişlerdir.Bu insanlar bilindiği üzere parayı çok iyi kontrol ediyorlardı.Ticarette gelişmişlerdi. İstanbul da da bu özellilerini gösterdiler.Tekstil,ipek,mücevherat başlıca yaptıkları ticaret mallarıdır.Sarayda da üst konumlara ulaşmış Haremde ipek ve mücevherat ticareti yapmışlardır. Osmanlıya matbaayı getirmişlerdir.Fakat basılan eserlerin ancak İbranice olmasına izin verilmiştir.
Balat
evleri genellikle en fazla 3 kattan oluşur bunun sebebi kolon ve kiriş gibi
taşıyıcı sistemlerinin olmamasından dolayı depreme dayanıklılıktır.Evlerin
bodrumları eskiden mutfak ,banyo gibi
evin ıslak kısımlardır bu yüzden yer çinisi kullanılmıştır.Genellikle iç
mekanda ahşap kullanılır.Yaklaşık 50,60
m2 alana sahiptir ve cumbaları vardır.Binalar yan yana sıralanmıştır
Bitişik Binalar ve Cumba
Yer Çinileri
Binalar
yan yana sıralanmıştır.Bölgede dikkatleri üzerine çeken ve şatoyu andıran büyük
kırmızı bir bina size yerleşmiş olduğu tepeden izler.Bu görkemli bina Rum
Ortodoks Patrikhanesidir.Günümüzde lise ve ilkokul olarak
kullanılmaktadır.Fransandan gelen kırmızı tuğlalarla yapılmıştır.Bu nedenle
buraya kırmızı mektep de denilmektedir. Binanın tepeden görünüşü bir kartalı
anımsatmaktadır.3020m 2 alan kullanım kapasitesinde ,giriş +3 kattan meydana
gelir ve kubbesinin yerden yüksekliği 40m 2 ‘dir.

Günümüzde balat
evlerinin restorasyonları yapılarak bu tarihi sıcak dokunun korunması
sağlanmalıdır.2004yılında restorasyon çalışmaları başlamıştır.Fakat rehabilitasyon programının yerini 2006
yılında Fener Balat yenileme projesi altında
bu tarihi şirin semti de rant uğruna rezidanslar arasında hapise
mahkum etmişlerdir.Balatlılar bu
durumla mücadele için FEBAYDER’i (Fener
Balat Ayvansaray Mülk Sahiplerinin ve Kiracıların Haklarını Koruma ve Sosyal
Yardımlaşma Derneği)kurdular ve mahallelerini ,evlerini, işlerini
,dostlarını ruhu olmayan kar amacı güden
bir beton yığını olmaktan kurtarmışlardır.
Restorasyonu yapılmış bir ev.
Balat gezi stajından güzel bir hatıra...
Kaynaklar:
http://www.arkitera.com/haber/11358/fener-balat-donusum-projesinde-nereden-nereye
http://www.kemhaemlak.com/tr/content/fener-balatta-emlak-alirken-dikkat-edilecek-hususlar
http://www.on5yirmi5.com/haber/guncel/olaylar/126049/silueti-bozan-binalar-icin-traslama-raporu.html
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder