2 Kasım 2014 Pazar

Gezi Stajı / Kapadokya






                                                           Gezi Stajı




Kapadokya Gezisi

(1.gün-7.gün)

Kapadokya  , İç Anadolu bölgesinde bulunan  Niğde , Kayseri , Nevşehir ve Aksaray illerimizi içine alan geniş bir bölgedir.60 Milyon yıl önce Erciyes, Hasan dağı ve Göllü dağ ‘ın aktif hale gelerek patlaması sonucunda  lavlar  yayılmaya  başlamıştır.Patlama sonucunda  dökülen küller tüf denilen bir katman oluşturmuştur.Yayılan lavlar tüf tabakasının üzerini sarmıştır. Bu sıcak lavlar yağmurlarla beraber soğuyup yeni bir katman daha oluşturmuştur.Doğa koşulları ile lav katmanı çatlamış ve bazalt denilen taşlar meydana gelmiştir.Günümüzde peri bacalarının ilk oluşumu  bu şekildedir daha sonra  rüzgar ve yağmur suları  çatlaklardan geçerek  tüf tabakasını  aşındırmıştır.Bazalt altında kalan tüf tabakası korunmuştur.Bu sayede halk dilinde peri bacaları denilen ve perilerin yaşadığına inanılan  oluşumlar  ortaya çıkmıştır.. İnsanların doğada ilk kez baskın hale geçtiği , göçebelikten yerleşik hayata ,toplayıcılıktan tarıma ve avcılığın yerine hayvancılığın geçtiği bir dönem olan Neolitik çağ  ile beraber Kapadokya da insan üretimi  objeler ve yerleşim yerleri oluşmaya başlamıştır Kapadokya Asurlular,Hititler,Persler,Roma İmparatorluğu,Frigyalılar ,Moğollar ve Selçuklular gibi daha birçok toplumun yaşamış olduğu bir bölgedir..Kapadokyanın bilinen ilk halkı Hititler ve Luvilerdir. Buna ek olarak ;Asulularda  güzel atlar şehri anlamına gelen Katpatura Persler döneminde Kapadokya ‘ya dönüşmüştür.2.yy’ın sonlarına doğru bölgede Hristiyan toplumlar artmaya başlamıştır.Bununla beraber günümüzde  yerleşim yerleri dışında birçok kilisede mevcuttur.






(1.gün) Zelve açık hava müzesi:

Zelve , Nevşehir ile Avanos arasında kalan bir bölgedir. 9. ve 13.yy'lar  arasında Hristiyanlık için çok önemli bir yerleşim yeri olmuştur.Bazı yerleşim yerleri, kiliseler ve güvercinlikler bulunmaktadır.ikonoklastik denilen dini olan tüm objelerin kullanılmaz duruma getirildiği  dönemden önce yapılmış kiliseler bulunmaktadır.Üzümlü ,Balıklı ,Geyikli kilise ve Aziz Siemon hücresi buna örnek olarak verilebilir.Üzümün önemli bir yanı vardır.Şarabın ham maddesi üzümdür ve Hristiyanlıkta şarap İsa'nın kanını sembolize eder.Zelve açıkhava müzesini görmeye çok sayıda insan gelir.Çevre yerleşim yerlerindeki insanlar burada leziz gözlemeler ve hediyelik eşyalar satarlar.

                                                                                                    
                                                                                                (2.gün)Kolonlu Kilise:

Kolonlu kiliseye ulaşabilmek için Güllüdere Vadisini takip ediyoruz.Kilisenin yapımına tavandan başlanılıp tabana doğru oyularak tamamlanmıştır.Kolonlarda bulunan noktalar ve çizgiler kök boyası kullanılarak yapılmıştır.Ayrıca;Siemon kilisesindeki üzüm desenleri gibi Kolonlu kilisede de bu boyaların önemli bir yanı vardır.Bu kırmızı renk şarap gibi İsanın kanını sembolize eder.Bu kilisenin bir başka özelliği ise saklanıyor olmasıdır. Dış cephesinde bulunan güvercinlik kiliseye bir kamuflaj sağlar.Bu şekilde kilisenin korunumuna sağlanmış olur.Üst kısımda görülen kemere tutunan kolonların sadece süs amaçlı olduklarını açıkça söyleyebiliriz.Tıpkı Fransadaki Roma döneminde kalma Maison Carree tapınağının arkada bulunan duvara yapışık kolonları gibi.Fakat sağ altta bulunan resimdeki nefin girişinde oyulurken çökme ihtimaline karşı düşünülmüş basit birer kolon ve kiriş görebiliyoruz.Bir de cowboy şapkamla beni :D





  (3.gün) Uçhisarda oyma bir ev

 Avanos ve Nevşehir arasında bulunan Uçhisar beldesinde hem yaz hem kış aylarında peri bacalarını yakından seyrederek çayımızı yudumlayabileceğimiz ayrıca ziyaretçiler konaklama sağlayan bir aile işletmesi bulunmaktadır.Burası eskiden bir ev olarak kullanılıyormuş. Evin kullanıldığı zamanı gelen ziyaretçilere yaşatmak için  bir oda mevcut.Uçhisarda Güvercinlik ve Bağlıdere vadileri başlar.Bu vadilerde birçok kilise bulunur.





                                                                                                   
(4.gün) Haçlı Kilise



Haçlı Kilise ,Güllüdere vadisi üzerinde bulunmaktadır. Kilisenin hemen yanındaki peribacasından yapılmış büfe uzun ve sıcak bir yürüyüşten sonra çölde bulunmuş bir vaha hissine sokar insanı. Haçlı kilisenin kubbesindeki freskde İsayı üçlü birlik(baba oğul ve kutsal ruh) hareketini yapmış halde ve etrafında incil yazarları ile beraber görürüz.İnsanlar dinlerini yayabilmek ,topluluklarına yeni bireyleri ekleyebilmek için dinlerini kilise duvarlarında freskler olarak anlatmışlardır.En sağ alt da kiliseye adını veren tavandaki büyük haçı görüyoruz. En solda ise Haçlı kiliseye çok yakında olan başka bir kilisenin tavanındaki bu  desenler Haçlı kilisedekinin aksine hiç suret içermez bunun nedeni yapılışının ikonoklastik zamana denk gelmesidir.














(5.gün) Tahta köprü ve çanak yapımı

Nevşehirin Avanos ilçesi çanakları ile meşurdur hatta Nevşehirin spesiyal yemeyi de Testi kebabıdır.Ustalar tarafından yapılan çanak çömleklere erzaklar doldurulur daha sonra ağızları örtülüp toprağa gömülerek yiyecekler muhafaza edilir .Su testileri suyu soğuk tutmaya yarar ve ısıya dayanıklı oldukları için fırınlarda güveç yapılabilir Avanos için söylenmiş çok güzel  bir söz vardır.''Kör de bilir Avanos'un yolunu, testi bardak kırdığından bellidir.''
.Kızılırmaktan alınan bu kil aynı zamanda tuğla yapımında da kullanılır. Tahta köprü 180 metre uzunluğundadır. Avanosun meydanına ve eski Avanos evlerine gidebilmek için köprüyü geçmek gerekir.Köprü 1973 yılında yapılmıştır ve ülkemizin en uzun asma köprülerinden biridir.Üzerinden geçen insan sayısı arttıkça yada birileri eğlenmek ve başkalarının yüreğini hoplatmak için köprüyü salladığında adrenalin dolumu ve köprüden inince yerin ayak altından kayması hissi köprümüzün görülebilir yan etkilerindendir.Köprüden kazlara ekmek atması ve gondol ile köprünün altından geçmek de ayrı bir zevklidir.


                                                                                                               
                                                                             
 (6.gün) Sobesos Antik Kenti

Günümüze yakın bir zamanda Sobessos Antik Kenti Ürgüp'ün Şahinefendi köyünde bulunmuştur.Kapadokya bölgesinin başkenti olabileceği söylenmektedir.Roma Dönemi 4.yy'a ait bazı eserler bulunmuştur. Bunlardan bazısı ; mozaik döşemeli toplantı salonu ve hamamdır.
Maalesef yapılan kazılardan önce Sobesos kaçak kazılardan nasibini almış eserler listesindedir.







(7.gün) Çavuşin Kalesi

Resimde görülen oyma mağaralarda
1950'li yıllara kadar insanlar yaşamıştır .Fakat; bir deprem tehlikesi ile yıkılması söz konusu olunca yerleşimin yakınlarına yeni bir yerleşim merkezi kurdular(Çavuşin).Eski yerleşim yerinde 4.yy dan kalma Vaftizci Yahya kilisesi bulunmaktadır.






(8.gün)Ürgüp de bir mağara otel

Kapadokyayı görmeye gelen turistler mağara otellerde kalmayı tercih ediyorlar.Son zamanlarda yeni açılan mağara otellerin sayısı gittikçe artıyor.Eski evler de tekrar restore edilip otel olarak kullanılıyor.(Dere Suites adında bir otelin restorasyon aşaması )











Masalsı ve Büyüleyici  Kapadokyadan son bir kare  ...


























Hiç yorum yok:

Yorum Gönder